
Anayasamızın 1. maddesinde Türkiye Devleti bir cumhuriyet olarak nitelendirilmiştir. Akabinde 2. maddede Cumhuriyetin nitelikleri sayılmıştır. Buna göre; ”Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
Madde 2Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Cumhuriyetçilik
Devlet şeklinin cumhuriyet olmasına cumhuriyetçilik denir. Anayasa hukuku doktrininde cumhuriyetin hukuki tanımı üzerinde görüş birliği olmamakla beraber yazarlar, genel olarak cumhuriyet kavramını tanımlamada dar ve geniş yorum altında toplanmaktadır.
Dar anlamda cumhuriyet, monarşinin tersi anlamını taşımaktadır. Devlet başkanlığının babadan oğula ırsi olarak intikal etmediği devlet şeklidir. Cumhuriyet kavramı geniş anlamda ise, yalnızca monarşinin tersi değil, demokrasi ile eşit anlamı ifade etmektedir. Türk hukuk literatüründe cumhuriyet, geniş anlamda benimsenmiştir.
Cumhuriyet, Türk Anayasa tarihine 1921 Anayasamızda yapılan 1923 değişikliği ile girmiştir. Atatürk, Cumhuriyet için; “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare.” ifadesini kullanmıştır.
Laiklik
Anayasamızın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin laik bir devlet olduğu ifade edilmiştir. Laiklik ilkesi, 1924 Anayasamızda 1937 yılında yapılan değişiklikle hukukumuza girmiştir. Anayasamızın 24. maddesi, laikliğin çeşitli boyutlarını açıklar niteliktedir. 24. maddenin ışığında incelemek gerekirse, laiklik iki esastan oluşmaktadır.
- Din Özgürlüğü
- Din ve Devlet İşlerinin Ayrılığı
Din Özgürlüğü
Din hürriyeti kendi içerisinde ”inanç hürriyeti” ve ”ibadet hürriyeti” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Anayasamız, 24. maddesinde inanç hürriyetini sınırsız olarak tanımış, ibadet hürriyetini ise 14. maddeyle sınırlı bir şekilde tanımıştır.
İnanç hürriyeti, devlet veya bireyin, kimseye inanmak veya inanmamak konusunda baskı yapamayacağını, kimseyi inancından dolayı kınayamayacağını veya ayırıma tabi tutamayacağını ifade etmektedir.
İbadet hürriyeti ise, bireyin mensup olduğu dinin gerekliliklerini, emir ve yasaklarını yaşayabilme özgürlüğünü ifade etmektedir.
- Kişilerin, sıkıyönetim yahut OHAL yönetiminde, mensup oldukları dini açıklamaya zorlanabilmeleri, laik devlet düzeni ile bağdaşmaz.
- Devletin, dinlere yönelik hakareti suç olarak öngörüp yaptırıma bağlaması, laik devlet ilkesinin gereğidir.
Din ve Devlet İşlerinin Ayrılığı
Laikliğin ikinci boyutu ise, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olmasıdır. Bir devlette din ve devlet işlerinin ayrı olabilmesi için şu şartların mevcudiyeti gerekir;
- Devletin resmi bir dininin olmaması,
- Devletin tüm din mensuplarına eşit davranması,
- Din kurumları ile devlet kurumlarının birbirinden ayrı olması,
- Hukuk kurallarının din kurallarına uymak zorunda olmaması.
Atatürk Milliyetçiliği
Anayasamızın 2. maddesinde milliyetçilik ilkesine yer verilmiştir. Burada kast edilen milliyetçilik, Atatürk milliyetçiliğidir. Buna göre, Türk Devleti tek bir milletin oluşturduğu tek devlet ve onun tek ve bölünmez vatanından oluşmaktadır. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, subjektif milliyet anlayışına dayanmaktadır.
Millet; ırk, din, dil gibi birtakım objektif bağlar ile birbirine bağlanmış insanların oluşturduğu topluluktur.
Millet; birtakım manevi bağlar ile (ülkü birliği, duygu…) birbirine bağlanmış insanların oluşturduğu topluluktur.
Demokratik Devlet
Madde 2’de Türkiye Cumhuriyetinin demokratik bir devlet olduğu ifade edilmiştir. Anayasamız, temsili demokrasiyi benimsemiştir. Temsili demokraside doğrudan demokrasinin aksine, egemenliği halk doğrudan doğruya değil, temsilciler aracılığı ile kullanır.
Temsili demokrasi, egemenlik hakkının halk tarafından temsilciler aracılığı ile kullanıldığı yönetim biçimidir. Dolayısıyla temsili demokrasi seçime dayalı bir sistemdir. Seçimler için temel ilkeler Anayasamızın 67. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ilkeler;
- Genel oy ilkesi,
- Eşit oy ilkesi,
- Seçimlerin serbestliği ilkesi,
- Tek dereceli seçim ilkesi,
- Oy gizliliği ilkesi,
- Açık sayım ve döküm ilkesi,
- Seçimlerin yargısal denetimi ilkesidir.
Hukuk Devleti
Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devletidir. Hukuk devleti, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olan, vatandaşlara hukuki güvenlik tesis eden devlettir. Niteliği gereği hukuk devleti kavramı, polis devletin zıddını ifade etmektedir.
Hukuk Devletinin Unsurları
- Yasama İşlemlerinin Yargısal Denetimi
Anayasamızın 11. maddesine göre ”Kanunlar, Anayasaya aykırı olamaz.” Bu kapsamda, kanunların Anayasaya uygunluğunun denetlenmesi amacıyla Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. - İdarenin İşlem ve Eylemlerinin Yargısal Denetimi
Anayasamızın 125. maddesine göre, ”İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.” Dolayısıyla, idarenin mali sorumluluğu ilkesi de Anayasamızda yerini bulmuştur. - Yargı Bağımsızlığı
Yargı organlarının, yasama ve yürütme organları karşısında bağımsız olmasını ifade etmektedir. Nitekim Anayasamızın 138. maddesinde ”Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.” ibareleri yer almaktadır. - Hukukun Genel İlkelerine Bağlılık
Anayasada yer alan, hakimin karar verirken ”hukuka” uyacağı ibareleri, hukuk devletinin kanunla sınırlı olmadığı anlamını taşımaktadır. Burada söz konusu olan, hukukun genel ilkeleridir. - Ceza Sorumluluğu İlkesi
Anayasanın 38. maddesi hukuk devletinin suç ve cezalara ilişkin bazı önemli unsurları saymaktadır. Bunlar; Kanunilik ilkesi, masumiyet karinesi, şahsilik ilkesi, vatandaşların Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler dışında suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilememesi ilkesidir. - Kanuni Hakim Güvencesi
Anayasanın 37. maddesinde, bir kişinin kanunen yargılanması gereken mahkeme dışında başka bir mahkeme tarafından yargılanamaması düzenlenmiştir. Kanunen yargılanması gereken mahkeme, suçun işlenmesi anında o davaya bakmakla görevli mahkemedir. - Adil Yargılanma
Anayasamızda 2001 değişikliği ile 36. maddede herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. - Temel Hakların Güvence Altına Alınması
Temel hak ve hürriyetlerimiz, uluslararası sözleşmeler ve Anayasamız tarafından güvence altına alınmış, hak ve hürriyetlerimizin sınırlandırılması ve durdurulması belirli şartlara bağlanmıştır.
İnsan Haklarına Saygılı Devlet
Anayasamızın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı devlet olarak nitelendirilmiştir. İnsan hakları, vatandaşlık, ırk, din, dil ayrımı gözetilmeksizin tüm insanların yararlanabilecekleri hakları ifade etmektedir. 1982 Anayasasının 12. ve devamı maddelerinde temel hak ve hürriyetlerin herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez olduğu belirtilmiştir. 1982 Anayasasının temel hak ve hürriyetlere yaklaşımını 2 ana başlık halinde Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması ve Durdurulması başlıklı makalemde incelemiştim. Bu sebeple burada tekrar açıklama gereği duymamaktayım.
Sosyal Devlet
İlk defa 1961 Anayasasında yer alan sosyal devlet ilkesi, herkese insan onuruna yaraşır asgari bir hayat seviyesi sağlamayı hedefleyen devleti ifade etmektedir. Niteliği gereği sosyal devlet kavramı, jandarma devletin zıddı anlamını taşımaktadır.
Sosyal devlet ilkesini gerçekleştirmeye yönelik tedbirler ve araçlar iki başlık altında toplanabilir;
Çalışma Hakkı
Sosyal Güvenlik Hakkı
Konut Hakkı
Sağlık Hakkı
Eğitim Hakkı vb.
Sosyal Amaçlı Kamulaştırmalar
Toprak Reformu
Devletleştirme
Planlama vb.
- Devlet, sendika kurma, grev, toplu iş sözleşmesi, ücretli tatil gibi sosyal haklar konusunda mali kaynakların yetersizliğini ileri süremez.
Eşitlik
Eşitlik ilkesi, Anayasamızda düzenlendiği yer itibariyle, devlet yönetimine egemen olan bağımsız bir ”temel ilke” niteliğindedir. Eşitlik ilkesi, devlet organlarına, idare makamlarına, kanun koyucuya ve kanunun uygulayıcılarına hitap etmektedir. Mutlak eşitlikten kastedilen şey, kişilerin kişisel ve özel durumlarına bakılmaksızın, kanunların herkese eşit olarak uygulanmasıdır. Nispi eşitlikten kastedilen ise, aynı durumda olan kişilerin aynı işleme tabi tutulmasıdır. Dolayısıyla farklı durumda bulunan kimselerin farklı işlemlere tabi tutulması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmemektedir.
Başlangıç Temel İlkeleri
Türk Anayasa tarihinde başlangıç metni uygulamasına 1961 Anayasası ve 1982 Anayasasında yer verilmiştir. Anayasamıza göre başlangıç bölümündeki Temel İlkelerin pozitif değeri vardır. Bu kısım Anayasa metninden sayılır.
Anayasa Başlangıç Metni
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.
Başlangıç metninde başlıklar halinde şu ilkeler yer almaktadır;
- Atatürk inkılap ve ilkelerine bağlılık (paragraf 1,5)
- Atatürk milliyetçiliği (paragraf 1,2,5,7)
- Atatürk medeniyetçiliği (paragraf 5)
- Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi (paragraf 2)
- Milli egemenlik (paragraf 3)
- Anayasanın ve hukukun üstünlüğü (paragraf 3,4)
- Hürriyetçi demokrasi (paragraf 3)
- Kuvvetler ayrılığı (paragraf 4)
- Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği (paragraf 5)
- Laiklik (paragraf 5)
çok işime yaradı çok teşekkür ederimmmm
Bune lan böyle
Hee bune
😡🤬😡