Türk Ceza Kanunu’nda “adliyeye karşı suçlar” başlığı altında düzenlenen suç uydurma suçu, işlenmediği bilinen bir suçun, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar edilmesi yahut işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerinin soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurulması eylemine karşılık gelmektedir.
Madde 271
(1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Türk Ceza Yasası’nın 271. maddesinde düzenlenen suç, iki seçimlik işlenme biçiminde vuku bulmaktadır.
Failin işlenmemiş suçu, işlenmiş gibi yetkili makamlara ihbar etmesi
Fail, suçun bu görünüş biçiminde, işlenmemiş bir suçu sanki işlenmiş gibi, suçu kovuşturmaya yetkili makamlara ihbar etmektedir. Objektif olarak kovuşturma makamlarını harekete geçirebilecek nitelikte, gerçek dışı bir ihbarda bulunulması suçun oluşması için yeterli olup, kovuşturma makamlarının gerçekten harekete geçmiş olmaları gerekmemektedir.
Bununla birlikte, işlenmemiş suçun ihbarı eylemi, suçun oluşması için yeterli olup, ayrıca suçun delillerinin de uydurulmuş olması gerekmemektedir. Nitekim yukarıda da izah edildiği üzere, söz konusu iki eylem, suçun iki farklı görünüş biçimi olup, seçimliktir.
Suç uydurma suçunda, iftira suçunun aksine işlenmemiş bir suçun faili olarak belirli bir kişi gösterilmemektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, gerçekte bir suç işlenmiş olduğu halde, failin abartmak ve ekleme yapmak suretiyle bunu kovuşturma organlarına ihbar etmiş olduğu hallerde, suçla korunan hukuksal yarar göz önünde bulundurulduğunda, bu suç meydana gelmeyecektir.
İşlenmemiş bir suçun delil ve eserlerini soruşturma yapılmasını sağlayacak şekilde uydurması
Bir diğer suçun seçimlik işleniş biçimi olan “işlenmemiş bir suçun delil ve eserlerinin uydurulması” eylemi, failin işlenmemiş bir suçun delil ve eserlerini uydurmak suretiyle, kovuşturma organlarının kendiliğinden harekete geçmesini sağlamaya yönelik eylemlerini teşkil etmektedir.
Her ne kadar söz konusu hükümde, “bir suçun delil ve emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmak” ibareleri yer alsa da, burada mühim olan, uydurmanın objektif olarak soruşturma makamlarını harekete geçirebilecek nitelikte olmasıdır. Bir diğer ifade ile, fiilen soruşturmaya başlanmış olup olmaması, suçun oluşması bakımından önem arz etmeyecektir.
Suç, ilk işleniş biçimi itibarıyla soyut, ikinci işleniş biçimi itibarıyla somut tehlike suçudur.
765 sayılı eski Türk Ceza Yasası’nda yer alan düzenlemede, suçun maddi unsurundaki seçimlik hareketlerden biri olarak, failin işlenmemiş bir suçun faili olarak kendisini göstermesi durumu yer alırken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda söz konusu eylem “Suç Üstlenme” başlığı ile 283. maddede bağımsız olarak düzenlenmiştir.